Cuma, Ekim 17

Trafik cezalarının artırılmasını öngören yasa tasarısı TBMM Genel Kurulunda.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen trafik cezalarını artıracak hükümleri içeren Trafik Kanunu’nda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısına ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Teklifin Adalet Komisyonu’nda görüşülmesine yönelik eleştirilere de değinen Yüksel, düzenlemenin Dördüncü Yargı Reformu Stratejisi dikkate alınarak Komisyon’a getirildiğini söyledi.

Yargı reformu stratejisinin ceza adaleti sisteminde caydırıcılığı artıracak yeni hükümlerin getirilmesi amacını içerdiğini anlatan Yüksel, şöyle konuştu:


“Buna göre, karayolu trafiğinde işlenen suçlar ile yol güvenliğini tehlikeye sokan suçlara ilişkin yaptırımlar, caydırıcılık ilkesi dikkate alınarak yeniden düzenlenmiş, ölüm veya yaralanmayla sonuçlanan trafik kazalarında zorunluluk dışında olay yerinden ayrılmak ayrı bir suç olarak düzenlenmiş, trafikte saldırı amacıyla araçtan inmek gibi davranışlar ise ehliyetin geri alınması da dahil olmak üzere ayrı yaptırımlara tabi tutulmuştur. Bunlar Reform Stratejisi yargısında yazılmıştır. Bu hedefler şunlardır: Konuyla ilgili bu önerinin geliştirildiğini görüyoruz.”

Düzenlemeye neden ihtiyaç duyulduğu sorusunu yanıtlayan Yüksel, şunları söyledi: “Hedefimiz, ülkemizde trafik kazalarından kaynaklanan can kayıplarını 2030 yılına kadar yüzde 50 azaltmak ve 2050 yılına kadar ülkemizde hiçbir can kaybının yaşanmadığı güvenli bir trafik sistemini sağlamaktır.” dedi.

Yüksel, trafik kazalarını azaltmanın öncelikli hedefleri arasında olduğunu belirterek, trafik kazalarının Dünya Sağlık Örgütü tarafından “önlenebilir bir halk sağlığı sorunu” olarak kabul edildiğini söyledi.

Yol kontrolleri ciddi oranda artmasına rağmen 2024’te bir önceki yıla göre sadece 197 ölüm daha az olacağını belirten Yüksel, bunun Karayolları Trafik Kanunu’ndaki idari yaptırımların “caydırıcı olmadığını” gösterdiğini söyledi.

Cüneyt Yüksel şunları söyledi:

“Karayolu güvenliğinin artırılması ve caydırıcılığın sağlanması, özellikle karayolu güvenliğini doğrudan tehdit eden davranışlara karşı yaptırımların caydırıcılığının arttırılması, yol güvenliğinin en üst düzeyde sağlanması, trafik kazalarından kaynaklanan sosyoekonomik kayıpların önlenmesi ve çevre kirliliğinin azaltılması için bu kanunda bu değişikliklerin yapılmasının gerekli olduğunu görüyoruz. Böylelikle sürücülerin trafik kural ihlallerine yönelik davranışlarını olumlu yönde değiştirerek, her bireyde bilinçli yönlendirme yaratılmaktadır.” Aynı zamanda bütünsel bir trafik yaratma kültürü oluşturmayı da amaçlamaktadır.

“Yıl içinde 111 bin yaka kamerası temin edilecek”

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel, yılın 10 ayında 50 milyar lira idari trafik cezası tahsil edildiğini, bunun 25 milyar lirasının Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonuna ayrıldığını kaydetti.

Trafik polisliği faaliyetleri sırasında personel yaka kamerası sayısının artırılacağını vurgulayan Yüksel, “Yıl sonuna kadar 111 bin yaka kamerası sağlanacak ve denetim birimlerinde görevli tüm personele yaka kamerası dağıtılacak.” dedi.

Yüksel, “Maliyeye gelir sağlamak amacıyla trafik cezalarının artırıldığı” yönünde eleştirilerin olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Trafik cezalarının amacı hazineye gelir getirmek değildir. Trafik kazalarında meydana gelen can kayıplarını ortadan kaldırmak ve güvenli bir yol ortamı oluşturmak amaçlanmaktadır. 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununun 4. maddesi uyarınca idari trafik cezalarının %50’si Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonuna aktarılmaktadır. Ayrıca yeni düzenleme ile sadece para cezaları değil, idari tedbirler de artırılmıştır. Caydırıcılık, özellikle de sürücü ehliyetlerinin geri alınması ve araç kullanma yasağı. Aşağıdaki gibi yaptırımlar:

Bu kanunla getireceğimiz caydırıcı kurallarla kontrolün artırılmasıyla, 2026 yılı sonuna kadar ihlallerin önemli ölçüde, bazı durumlarda ise tamamen ortadan kaldırılması bekleniyor. Burada cezayı bir gelir unsuru olarak değil, kamu politikasının caydırıcı bir aracı olarak görmek gerekiyor. Yaptırımların sıkılaştırılması kamu yararının ve toplumsal düzenin korunması amacıyla hukukun üstünlüğü ilkesine uygun olarak gerçekleştirilecektir. Ayrıca cezanın miktarı ihlalin toplum ve bireyin can güvenliği üzerindeki etkisi dikkate alınarak belirlenmektedir. “Kural hiçbir şekilde sıradan ve dikkatli sürücüleri hedef almıyor, tam tersine trafiği şiddet ve saldırı alanına dönüştüren davranışların önlenmesini amaçlıyor.”

“Radarda yanlış bilgi var”

Daha sonra Genel Kurul, tasarının birinci bölümünün görüşülmesine başladı.

İlk bölümdeki konuşmaların ardından milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Yüksel, trafik kazalarının ülke ekonomisine sosyal ve ekonomik maliyetine ilişkin soruyu yanıtlayarak, şunları söyledi: “Trafik kazalarının maliyeti sadece maddi değil. Özellikle ölümlü kaza ve yaralanmalarda ülkemizin beşeri sermayesi yok oluyor ya da insanlar uzun süre iş hayatından uzak kalıyor. Kaza sonrası bölünen, hatta yıkılan aileler, psikolojileri bozuluyor. ve travmalar önemlidir. Ama bunlar önemli, bunu hesaplamak mümkün değil.” dedi.

2013-2018 yılları arasında trafik kazalarının ekonomik maliyetlerine ilişkin yapılan araştırmalara değinen Yüksel, şöyle konuştu: “Yaşam kalitesi açısından kayıplar da dahil edilirse bu maliyetin 300 milyar liraya yakın olduğu belirtildi. Özellikle trafik kazalarının bireysel kayıpların yanı sıra vatandaşlara da büyük bir maddi yük getirdiği belirtiliyor. Yeni düzenlemenin yeterli bir caydırıcılık sağlayacağı, can ve mal kayıplarını azaltacağı, dolayısıyla maliyetin de artacağı açıktır. azaltmak.” dedi.

Park yasaklarına uymayan araçların tamamının otoparka çekilmediğini belirten Yüksel, sadece yaya kaldırımları, otobüs durakları, hastane gibi kamu kurum ve kuruluşlarının giriş çıkışlarını kapatan araçların çekildiğini açıkladı.

Yüksel, 2024 yılında her gün 17,4 kişinin trafik kazalarında öleceğini belirterek, şöyle konuştu:


“Sadece hız ihlalinden kaynaklanan kazalarda hayatını kaybedenlerin sayısı günde 10. Sadece 2024 yılında hız ihlali nedeniyle toplam 3 bin 657 vatandaş hayatını kaybetti. 2019-2024 yılları arasında hız sınırının 30 km olduğu yerlerde 1356 vatandaş, 50 km hız sınırının olduğu yerlerde ise 7 bin 689 vatandaş hayatını kaybetti. Ayrıca ikinci saniye TÜİK verilerine göre ölümler yaşandı 2015 ile 2024 yılları arasında yaralanmalar meydana geldi. Kazaların %79’u yerleşim yerlerinde meydana geldi. “Bunların %21’i yerleşim alanları dışında meydana geldi.”

Hız ihlali tespit cihazları kullanılarak yapılan denetim uygulamalarından önce Bakanlığın genelgesi doğrultusunda uyarı levhası konulmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Yüksel, şöyle konuştu: “Gizli veya şeffaf olmayan bir şekilde herhangi bir uygulama yapılmamaktadır. İçişleri Bakanlığımızca yürütülen çalışmayla önümüzdeki dönemde izlenecek yolda ne kadar radar uygulamasının olduğu vatandaşlarımız ile paylaşılacaktır. Radarlar hakkında yanlış bilgilendirme yapılmaktadır. İddiaya göre; Bu uygulama ile vatandaşlara kurulan tuzak mutlaka ortadan kaldırılacaktır.” dedi.

Yüksel, “Yeni düzenlemede yerleşim yeri içinde saatte 5 kilometre, dışında ise saatte 10 kilometrelik toleransın aşılması öngörülüyor.” dedi.

Tasarının ilk bölümünün Genel Kurul’da müzakere edilmesinin ardından TBMM Başkan Vekili Pervin Buldan toplantıyı erteledi. Verilen aradan sonra komisyonun yerine oturmaması üzerine Buldan, 21 Ekim Salı günü saat 15.00’te yeniden toplanmak üzere toplantıyı kapattı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

jojobet jojobet
gaziantep escort gaziantep escort