
İzmir’in Konak bölgesindeki Avesta Dil ve Kültür Araştırma Derneği ele geçirildi.
CHP Diyarbakir Yardımcısı Sezgin Tanrukulu bunun sebebini paylaştı.
Tanrukulu konuyla ilgili yayınlanan haberleri düzeltti ve şunu yazdı:
“Konak Belediyesi CHP yönetimi altında” gazetecilik açısından doğru bir ifade değildir.
Araştırmadan aktarmayı doğru bulmadığımızı ifade etmek istedim.
Konak bölgesi valiliği tarafından gönderilen makaleyi belediye başkanına paylaşıyorum.
İlmir Ulusal Eğitim İl Müdürlüğü ve Konak Bölgesi Valisi. Ayrıca, bölge valisi kendisine izin verirse Konak Belediyesi’nin lisansını düzenlemede sorun olmadığını da paylaşmak istiyorum.
Bu doğru bilgilerden sonra belgeyi gönderdim, AK partisine aynı tepkiyi gösterecek misiniz? “
🔴 “CHP Konak Belediyesi” ifadesi gazetecilik açısından doğru bir ifade değildir.
– Araştırma olmadan doğru bulamadığımızı ifade etmek istedim.
Conak Konak bölgesi valiliği tarafından gönderilen makaleyi belediye başkanına paylaşıyorum.
🔴 🔴 🔴mir eğitim veriyor … https://t.co/kzclegeudo pic.twitter.com/t2pm1pboal
– Sezgin Tanrukulu (@mstanrikulu) 2 Ağustos 2025
Tepki Dem Partisi’nden geldi
Dem Partisi, konuyla ilgili bir açıklamada şunları söyledi:
“Avesta diline ve Kültürel Araştırma Derneği’ne” yetkisiz öğretim “nin nedenler, sosyal barış ve dilsel çoğulculuk nedeniyle mühürlenmesi nedeniyle Talimatlar göndererek Konak Belediyesi Izmir valiliği açık bir darbe.
Kürt, Türkiye’de yaklaşık 25 milyon Kürt’in ana dilidir. Dilsel yasakların tarih boyunca bu ülkeye getirdiği tek şey çatışma ve ayrılıktır. Dilsel ve kültürel hakların kısıtlanması sosyal barışa zarar verdi ve yaşamı birlikte tehdit etti. Avesta Dili ve Kültürel Araştırma Derneği’nin kapatılması, bir kurumun faaliyetlerini durdurmakla sınırlı değildir; Bu karar, milyonlarca insanın anadiline, kimliğine ve kültürüne bir saldırıdır. İzmir valisinin bu haksız kararı, bu serveti Kürt dilini ve farklı dillerin serbest öğrenilmesini özgürce önleyen bu serveti yok etmeye hizmet ediyor.
Her vatandaşın anadilini her yerde öğrenme hakkı, herhangi bir uluslararası yasa ve sözleşme ile bile korunamayacak kadar doğal olsa da, İzmir valiliği derneğin faaliyetlerini doğrudan yönetmeye, idari keyfi ve yasadışı uygulamaların bir göstergesidir. Ramazan Kaygsenz, Avesta Dil ve Kültürel Araştırma Derneği’nin ortak -kimyası olduğunu söylediği gibi, bu mühür Kürtçeye ve Kürt halkının kültürel varlığına karşı açık bir baskıdır.
İzmir valilikten bu haksız ve ayrımcı karara hemen devam etmesini ve Avesta’nın araştırma dilini ve kültürel araştırmalarının faaliyetlerine devam etmesine izin vermesini istiyoruz. Sosyal barış, ancak dilsel ve kültürel hakların özgürce deneyimlenebileceği bir ortamda mümkündür. Dilbilimsel barışı tehdit eden bu uygulamalara karşı dayanışmaya duyarlı tüm hükümet dışı örgütleri, insan hakları destekçilerini ve kamuoyunu davet ediyoruz. Curi ve diğer dillerin özgür öğrenimi ve hayatta kalması bu ülkenin zenginliği için gereklidir. Dilsel yasaklara hayır, evet dilsel barışa! “