DEM partisi sözcüsü Ayşegül Doğanu, partisinin Merkez Yürütme Kurulu toplantısı devam ederken gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Toplantının Orta Doğu’daki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerle başladığını belirten Doğan, şöyle konuştu: “Suriye’deki bu karmaşık tabloda Türkiye nasıl bir rol oynadı? Türkiye’nin bu sefer Suriye’de ne işi var? “Fidan’ın dediği gibi normalleşme çılgınlığı patlak vermek üzereyse ve o çılgınlık sürüyorsa, son birkaç aydır ‘normalleşme’ diye bir normalleşmenin olmadığını hepimiz görmüyor muyuz?” dedi.
Ayşegül Doğan şunları söyledi:
“Her türlü darbenin ya da askeri ayaklanmanın arkasında gizli tutulan ve uğraşmak istemediğimiz bir siyasi gücün olduğunu biliyoruz. Bu yapılar gizlendi ve gizlenmeye de devam ediyor. Darbe girişimi karanlıkta kaldı, bu yapılar ele alınmadı. Olağanüstü hal ilan edildi. Ancak başka bir darbeyle mümkün olabilecek bir dizi yasa dışı eylem yaşandı. Yaşananlar bugünkü rejimin kurulması için bir fırsata dönüştü. Kayyumların yolu açıldı. 15 Temmuz 2016’da yaşananları açıkça ele almak her şeyden önce hükümetin görevidir. Hükümeti bu konuda daha açık ve şeffaf bir şekilde sorumluluk almaya ve siyasi sorumlularla temasa geçmeye çağırıyoruz. Maalesef sadece iktidar değil, muhalefet partileri de milliyetçiliği demokratik bir mesele olarak ele almak yerine körüklemeyi tercih etti ve 15 Temmuz’u kendi tabanlarını sağlamlaştırma aracı olarak gördü.
“İTTİFAK SAVAŞ İTTİFAĞI OLMAMALI”
Irak-Kürdistan bölgesinde olup bitenlerden çok kaygılıyız. Kürtler yaşadıkları tüm coğrafyalarda, nerede olurlarsa olsunlar varoluş mücadelesi vermek zorundadırlar. Bu saldırılara karşı son derece meşru haklarını kullanıyorlar. Bu zaten geçmişte çok acı bir şekilde yaşandı. Hiç kimse, hiçbir güç, insanları bu kötü deneyimleri yeniden yaşayacakları günlere getirmemelidir. Ankara-Bağdat-Şam-Erbil arasında kurulacak ittifak, savaş ve çatışma ittifakı olmamalıdır. Eğer bir ittifak kurulacaksa bu, şimdiye kadar kurulanın aksine savaşa karşı, çatışmaya karşı, halkın kazanımlarını koruyan bir ittifak olmalıdır. Burada yaşayan Kürtlerin karşısına hiçbir güç çıkmamalıdır. Bu dönemde yapılacak her hesap daha fazla barış ve bir arada yaşama yönünde olmalıdır. Bu hesaplamalara hiçbir Kürt gücü dahil edilmemelidir.
“TÜRKİYE MÜLTECİLER İÇİN NE YAPACAK?”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamalarını aktarmak istiyorum. Şöyle diyor: “Suriye’nin resmi çok karmaşık ve bu resmin sorgulanması uzun zaman alacak.” Öncelikle 10 yılı aşkın süredir devam eden bir savaş durumundan bahsettiğimizi hatırlayalım. Türkiye, Suriye’deki bu karmaşık durumda nasıl bir rol oynadı? Türkiye’nin bu sefer Suriye’de ne işi var? Fidan’ın dediği gibi bir normalleşme çılgınlığı patlamak üzereyse ve böyle bir çılgınlık devam ediyorsa, ‘normalleşme’ denilerek normalleşmenin olmadığını son birkaç aydır görmüyor muyuz?
Eğer Suriye ile ilişkilerde normalleşme arayışındaysanız ve gerçekten geçmişe bakarak bunu yapmak niyetindeyseniz bunu açık ve şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmanız gerekiyor. Türkiye mülteciler için ne yapacak? Gönüllü geri dönüşler de dahil olmak üzere ne tür bir planlama yapılacak? Suriye’de yaşayan halklar, birleşik ve demokratik bir Suriye’de yaşamak istiyor. Siz de halkın iradesine saygı duyuyor musunuz?
“ÇALIŞMA VE ADALET KAMPANYASI”
Partisinin 19 Temmuz’da başlatacağı “Ekmek ve Adalet Kampanyası” hakkında da bilgi veren Doğan, şunları söyledi: “Başlangıçta Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan’la 19 Temmuz’da başlatacağız. Mardin Büyükşehir Belediyesi ve ilçe eşbaşkanlarımız ve Mardinli milletvekillerimiz ile 19 Temmuz günü saat 17.00’de Kızıltepe’de başlayacak olan “Ekmek ve Adalet” kampanyamızı Mardin’in ardından esnaf toplantımızla başlatıyoruz. 25 Temmuz’da Ağrı Gürbulak sınırında bir açıklama ve toplantı yapılacak. 28 Temmuz’da Batman’da tarım işçileri ve kadın işçilerle bir “çalışma” toplantısı planlıyoruz. 11 Ağustos’ta Kocaeli-Gebze’de tersane işçileriyle, 18 Ağustos’ta Antalya’da turizm çalışanlarıyla, 19 Ağustos’ta İzmir’de emeklilerle. 20 Ağustos’ta İzmir ekoloji toplantısını planlıyoruz. “21 Ağustos’ta Manisa’da tarım işçileriyle buluşacağız.”